2 Mayıs 2014 Cuma

2 Gün Üst Üste, Tolga Çevik !

(Bir önceki yazıyı okumadan okumayın derim ben bunu!) Geldik şimdi Tolga Çevik'in Ankara'ya 2. gelişine... 26 Nisan akşamı gösteri vardı ama Tolga Çevik bir gün önceden ODTÜ'de söyleşiye gelmişti. Biz de durur muyuz Cerenle hemen koştuk ODTÜ'ye çeşitli çabalarla girdik içeri aldık yerimizi uzun beklemeler sonucu... Tolga Çevik geldi! 1 aydır hayaliyle uyuyup uyandığım adam karşımdaydı. Sorusu olan var mı dedi hemen parmağımı kaldırdım. ''Allah seni kahretmesin yüzünü unutmam!'' dedi. (Tabi ben yüzünü unutmam dediğini orada duymamıştım heycandan...aradan 3 gün geçti ben internetteki bir videoda gördüm bana yüzünü unutmam dediğini evde çığlıklar ağlamalar havada uçuştu.) Sordum sorumu ''Bir oyuncuda mutklaka bulunması gereken 3 özellik?'' dedim ve Tolga Çevik bakakaldı, durdu bilmiyorum gibisinden baktı herkes gülme krizlerine girdi ve saydı sabır, tevazu bir de yetenek :)... Ardından biz Odtü çıkışında bekledik ancak yakalayamadık Tolgiş gitmişti. Ertesi gün oldu biz yine Cerenle erkenden Congresiuma gittik. bekle bekle sonunda gelmişti ama yine göremedik tabii Dila ablayı aradım o da malesef göremezsiniz dedi... Fırat Parlak'ın asistanı da yoktu ortalarda. Ama bir avantaj ki Komedi Dükkanı izleyenler bilir Tolga Çevik'in kuzeni Sarp'ı gördük! Dışarıda bir restorana yemek yemeye girmişti restoranda çooook pahalı bir yer ama biz herşeyi göze aldık oturduk oraya Sarp Bozkurt'u izliyoruz. önümüze menü geldi en ucuz şey 15 lira ben 3-5 kızarmış sebzeye 25 tl verdim ve 30 tl vardı cebimde Cerenide 20 tlsi vardı bir dandirik tatlıya 17 tl verdi, hiçbir işe yaramadı Sarp Bozkurt önümüzden geçti gitti sonra yukarı çıktık bir de baktık ki fan clubten iki kız artık tanıyoruz tüm fanları, gittik yanlarına onlarda erkenden gelmiş bekliyolar... Sarp'ı tekrar gördük kızlar tramisu yapmışlar onu verirken Sarp'a hemen resim çekiliverdik :D hep erken gitmenin faydaları bunlar :D bekle bekleee saat oldu 9 gösteri zamanı geldi. Bu gösteri yayınlanmayacak bir gösteriydi.. İlk yarıda Tolga Çevik pazarlamacı rolünde Ezgi Mola'da apartman yöneticisi bunlar kavga ederlerken 3 komşu sahneye geliyor o 3 komşu arasından biriside güvenlikleri iterek sahneye çıkan BEN! Maket bir ev vardı onun camından bakın çemkir-in dedi yönetmen ben bir bağırdım napıyosunuz!!! uyuyodum içerde!! diye millet güldü tabii ben o arada hesaba katmadım salonda 3500 kişi falan var :D Yönetmen camdan atlayın dedi boom(tepe mikrofonu)cu abide atlamayın yıkılır kenardan dolaşın demişte ben de booma yaklaşmayın anladım.. Sen koca cüsseli Damla atmasınmı bir bacağını camdan içeri!! Diğer bacağımı çıkarırken ev üstüme doğru düşmeye başladı evi tuttular da bacağım şu an yok galiba :D o an acı falan hissetmedim.. Sonra Yönetmen yatağı almaya ikna edin dedi bende anladım ki çocuğu almaya ikna edin Ezgi'yi (ben hep sahnede algıda sorun yaşadım) dedim ki Ezgi Mola'ya al sen bu çocuğu. Yönetmen ne çocuğu yatağı almasına ikna et diyerek gülmeye başladı :D dedim ki sen yatağı al ben çocuğa göz koydum zaten :D Tolga Çevik nası bi yerdeyim ben ya!! diyerek kaçmaya çalıştı :D sonra sahneden inerken arkamdan gözlerini açarak bakmış :D Gösteri bitti yine fotoğraf için beklerken Dila abla ve Selma Semiz(basın danışmanı) çıktı sahneye 200 kişi var çok kalabalık 25erli 25erli fotoğraf çekineceksiniz sıraya girin dedi... Çıktı Tolga Çevik fotoğraf çekinmeden önce bana sen yokmusun seeen der gibi bir bakış attı tartışılmaz :) Ben en son fotoğraftaki sıraya kaldım geçtim Tolga Çevik'in yanına diğer gelenler beni bi itti baktım Tolga Çevik'in arkasında kalıyorum aslında iyi oldu aramızda kalsın arkada kimse bakmıyoken ben adamın elini tuttum kolunu tuttum yumuşacıktı be!:) (evet artık ben tacizciyim atın beni içeri! :D) sonra foto çekindi nası çıktığıma dair bir fikrim yok ama facebooka konulduğunda (Dila Ablaya mesaj attım bugün konulacak dedi) bu yazının altına resmi yüklerim :D... Sonra fotoğraf çekimi bitti ben tuttum kolundan 'diyalogu yazıyım;
D:Tolga Abi!
T:Söyle canım benim!
D:Ceroyla ben mektup yazdık Dila Ablaya ilettik okursun dimi
T:okurum bitanem tamam :)
D:tamam teşekkür ederim:) (ve öper sarılırlar)

Hatırladıkça içim bir fena oluyor... :) Öncelikle Odtü resmini ekliyeyim facebooka konan resmi konulunca ekliyeceğim. eğer buraya kadar okuduysanız bir aşık kızın ruh halini çözümlediniz demektir. :) Tek kötü olan şey sahneye çıktığımı kimsenin görememiş olması (Ceren'in şarjı bitmiş...)

OKUDUĞUNUZ İÇİN TEŞEKKÜRLER!




Ve bahsettiğim resim;her ne kadar gözükemesemde...

Ankara'da bir Tolga Çevik vakası

Merhabalar efendim, çok uzun zaman oldu ben 22 Mart Arkadaşım Hoşgeldin gösterisine gittim Ygs'ye girdim sonra tekrar 26 Nisan'da Arkadaşım Hoşgeldin'e gittim ha birde 25 Nisan'da Odtü Tolga Çevik söyleşisine gittim, hepsini sırayla anlatacağım ama bakalım dayanabilecekmisiniz uzun olacak gibi duruyor yazı...
Öncelikle 22 Mart'tan başlayayım ben; Sabah erkenden Congresiumdaydık Ceren diye bir arkadaşla. Beklemeye başladık tabii Tolga Çevik 3 gibi geldi ama biz o saate kadar yılmadan bekledik ekip daha önce gelmişti onları izledik sahneyi kurmalarını falan gördük ardından kulisin kapısının önünde  ümitsizce beklerken Dila isminde bir ablayı gördük ekipten. Ben ağlamaya başladım sinirlerim bozulmuştu beklemekten. O da dayanamadı numaramı aldı dediki mutlaka görüştürcem hiç olmazsa çıkışta görüşeceksiniz dedi. Biz sevinçten coştuk tabii. Sonra beklemeye devam ederken karnımın acıktığını yeni farketmiştim sabah kahvaltısıyla 16.00a kadar durmak bünyeme ters bir olaydı :) Bir görevli gördüm ''pardon yemek ne zaman satılmaya başlanacak burda?'' diye sordum, bir de ne derse beğenirsin? ben ekiptenim dedi! hemde Fırat Parlak'ın yani yönetmenimizin asistani olduğunu söyledi. Abinin adını söylemeyeyim şimdi :) sonracığıma adam konuşurken şive farkettim ben trakyalı olduğum için hemen anlarım trakya şivesini en ufak kelimede bile, çünkü o kadar belirgin bir şivesi yoktu herkes kolayca anlayamaz :) dedim abi sen nerelisin? dedi trakyalıyım :D ( dedi naber dedim iyidir der gibi oldu şu an kurduğum cümle farkındayım :D )hemen sohbet koyulaştı tabi sonra Fırat Parlak aradı onu neredesin diye Fırat Bey hemşerim var sabahtan beri bekliyorlar sizin için gelse bir tanışsa dedi elimde de tost var gazoz var o sırada hepsini attım çantayı falan bıraktım koştum Fırat Parlak'ın yanına resim çekindik hemen :D kısa sürdü görüşmemiz ama iyi oldu yani :D Sonra zaman su gibi aktı o sevinçle... Gösteri oldu ben ne yaptıysam sahneye çıkamadım gerçi 200 kişi sahneye atlamaya çalışınca gururmu yaptım nedir... Gösteri bitiminde Tolga Çevik'in gelmesini resim çekinmeyi bekledik ama gelmedi tam ümidi kesmiş çıkışa doğru gidiyorken Dila abla aradı koşun sahneye koşun dedi bizdeki koşuşu kimse yapmamıştır dünya rekoru kırdık ama gören yoktu. Gittik bi baktıkki sırada 100 kişi var ay yok artık dedik! İnsan kendini özel hissetmek istiyor canım... Resim çekindik sonra evlerimize kesin dönüş yaptık :) 26 Nisan'a kısmetse daha iyisi diye diye... Devamı Sonraki Yazıda...


19 Mart 2014 Çarşamba

MY MAD FAT DİARY :)

Merhabalar... Ben yabancı dizi izlemeyi hiç denememiştim sevmek ya da sevmemekle alakası yok ama pek ilgimi çeken dizi olmamıştı ta ki My Mad Fat Diary'i keşfedene kadar... Kendimi görmeye başladım dizide, özellikle yaşanmış olaylar olması dahada cazip hale getirdi diziyi. Dizide kilolu psikolojik rahatsızlıkları olan bir kızın aşkları ve dostlukları anlatılıyor, adındanda anlaşıldığı gibi günlükteki olaylar uyarlanmış durumda. Beni yalnız hissettirmiyor bu dizi... Bende şişmanım benimde saçma dostluklarım ve saçma ilişkilerim oldu aynı Rae gibi... ''Hikaye, 1996 yılında geçiyor ve Rae'nin birkaç aydır kaldığı klinikten çıkmasıyla başlıyor. Klinikte kaldığını kimseye söylemeyen Rae buradan çıkmasına rağmen Kester isimli psikoloğu ile terapilere devam ediyor ve ara ara klinikteki arkadaşı Tix’i görmeye geliyor. Psikoloğunun ricası üzerine günlüğü yazmaya başlıyor. Rae klinikten çıktıktan sonra çocukluk arkadaşı Chloe ve Chloe'nin arkadaş grubuyla takılmaya başlıyor. Rae arkadaş grubunda önemli bir yer almaya başlıyor ve cinsel kimliğini kazanmaya başlıyor.Cinsel kimliğinde aradığı soruları arkadaşlığında buluyor.'' 
Karakterler:
Sharon Rooney : (Rachel) Dizinin başkarakteri olan Rachel aşırı kilolu. Hayalgücü yüksek ve müzik zevki çok iyi. Eğlenceli bir kız ve kendini sevdirmeyi biliyor. Kendine Rae diye hitap edilmesini istiyor. Anesiyle sorunları var babası kim bilmiyor.
Jodie Comer : (Chloe) Rachel'ın çocukluğundan beri en yakın arkadaşı olan Chloe, güzel ve alımlı bir kız. Bazen Rachel'ı kıskanıyor ve hoş olmayan şeyler yapabiliyor.
Claire Rushbrook : (Rachel'ın annesi) Bazen umursamaz bir anne olan bu kadın, Rachel'ı gerçekten seviyor. Kızına bunu pek söylemiyor ancak hareketlerinden kızını sevdiğini anlayabiliyoruz.
Ian Hart : (Kester) Rachel'ın psikoloğu olan Kester Rachel'ı umursuyor ve Rachel ile ilgileniyor. Rachel'ın ilerleme katetmesinde rolü tartışılmaz derecede yüksek.
Nico Mirallegro : (Finn) Rachel'ın takıldığı gruptaki erkeklerden biri. Ilk bölümlerde huysuz olsa da son bölümlere doğru Rachel'a ilgi duymaya başlıyor.
Dan Cohen : (Archie) İlk bölümlerde Rachel'la çıkan ama daha sonra bunu homoseksüelliği unutmak için yaptığı öğrenilen , gruptan bir erkek. Rae'nin grupta Chloe'den sonra en yakın arkadaşı.
Ciara Baxendale : (Izzy) Ilk bölümden beri Chop'a ilgi duyan ve son bölümde , Chop ile sevgili olan , sevimli ve eğlenceli , gruptan bir kız.
Jordan Murphy : (Chop) Grubun eğlenceli ve olumlu erkeği , son bölümlere doğru Izzy'e ilgi duyuyor ve çıkıyor.

Ben kendimi buldum bu dizide ve bazen pöykürerek kahkahalar attım bazende hönkürerek ağladım...
Eminim sizde 1 bölüm izledikten sonra gece gündüz demeden 2. sezonun 6. bölümüne gelirsiniz :) ben 1 sene 2. sezonu bekledim ve 2. sezon 1 bölüm sonra bitecek... ne zaman başlar muallak! 





Gelelim Gerçek Rae'ye
Rae Earl Author günlüğümüzü tutan kişi. Şu an 42 yaşında kendisi. Önce bu günlüğü bir kitap haline getirmiş (My Fat Mad Teenage Diary) sonrasında dizisi yapılmış... Feci zayıflamış.


Gerçek Günlüğümüz;
Günlüğün yazıldığı zamanlardan;
Benim yorumlamam bu kadar :)

Başlamak isterseniz eğer; http://www.dizibox.net/dizi/my-mad-fat-diary/

Görüşürük

10 Mart 2014 Pazartesi

Tolga Çevik Hayalhanesi

Merhabalaaar :) uzun zaman oldu yazmayalı. bu zaman içerisinde hayatımda hiiiç atraksiyon olmadı vallahi. sevgilimden ayrılmam bana artık sıradan birşey geldiği için hesaba katmıyorum... sınava hazırlığım devam ediyor 13 gün sonra saat 10.00da ben sınava başlamış olacağım, sınav için değilde 22 mart arkadaşım hoşgeldin turnesi için heycanlıyım daha çok çünkü bilet aldım 4. sıradayım yan tarafımda da 4 kişi var herhalde, sizce sahneye çıkma ihtimalim kaç? Ben söyliyim %4 :) eğer bunu başarabilirsem sahnede ne b*k yiyeceğimi halen bilmiyorum ama hele bi çıkıyım gerisi kolay yeniden indirilmem umarım :) ama artık alıştım herhalde... hah ne diyordum? sınav sınav... ben her gün Tolga Çevik'leyim, yanımda değil ama her saniye hissediyorum onu kalbimde her gün binlerce kez onun hakkında araştırmalar yapıyorum videolarını izliyorum... Millet aşıksın diyor da aşk bunun yanında ne ki? Tek hayalim hayatımın geri kalanında her günümü onunla geçirmek oldu ve bu hayalle sınırlı kalacak :) imkansız yoktur falan denir de vardır abicim vardıııır! neyse sınavdan sonra daha detaylı konuşuruz bunu görüşürük:))

11 Ocak 2014 Cumartesi

PATRON TOLGA ÇEVİK!

Tolga Çevik, Ezgi Mola, Murat Başoğlu ve yönetmen Kıvanç Baruönü (her zaman soyadını doğru yazdımmı kaygısındayım!) Beyaz Show'a katıldılar. Patron Mutlu Son İstiyor filmi vizyona girmişti ve herkes filmdeki yönetmenin kim olduğunu merak ediyordu. Daha önce Patron Ferruh YENİDOĞAN dan filme sponsor olmak isteyen biriydi patron rolüne uygun biri yoktu aramızda konuştuk ve Patronun Ferruh abiye yakışacağını düşündük açıklamaları yapıldı. Ben Beyaz Showun olduğu gece arkadaşım Kemal'e gittim abur cubur yiyerek programı izlemeye başladık Ezgi Mola Kıvanç Baruönü ve Murat Başoğlu geldiler ardından Tolga Çevik aradı ve ''şu an havaalanındayım 15 dakikaya ordayım'' dedi. Bende dedimki ''Kemal ses sanki mikrofondan geliyo şaka yaptım diye çıkıcak şimdi dedim ve Kemal ''yooo gayette telefondandı'' dedi. Ardından Ferruh Yenidoğan'ı çağırdı Beyaz! Adam o kadar rahatki sanki daha önce beyaz showa katılmış hatta daha önce binlerce kişinin önünde sahneye çıkmış gibi.
D:''Kemal valla bu adamın yüzü maske gibi''
K: (kemalin her zamanki tavrı olarak) yoo bildiğin yüz işte Damla!
 Aradan 14 dakika geçmişti ben artık sıkıldım Kemal'le başka konudan konuşmaya başladık. Benim konuşmamdan bunalmış olacakki birden televizyona baktı ve aaaaa bakkk! dedi kafamı çevirdim ve maske yırtılmış Tolga Çevik takma dişini çıkartıyordu. Garip tepkiler vermeye başladım.
D:''aaaa, a aaa, ohaaa, Kemaaal inanabiliyomusun, yok artııık, gördünmü gördünmü!, sen hiç şaşırmadınmı!''
K:''yooo'' :D

Bu da Tolga Çevik farkı diyor ve yazımı noktalıyorum okuduğunuz için teşekkürler :)

http://www.youtube.com/watch?v=4MYqMftYTNY




DAMLA MUTLU SON İSTEDİ! TOLGA ÇEVİK'te bunu görecekkkmii?

Merhabalar efeniiim! kusuruma bakmayın uzun süredir yazamadım bişeyler çünkü Üniversiteye hazırlanıyorum malumunuz dersleeer dersleeer testleeer! Ben yazmıyorken neleeer neleeer olduda paylaşamadım sizinle... En önemliside Komedi Dükkanı Arkadaşım Hoşgeldin adıyla Kanal D de başladı! Mutluluktan ne yapacağımı şaşırdım haberi duyunca. İdolümü her hafta Perşembe 22.30da görebilme imkanım var kanlı canlı göremesemde. Haaa en önemli haberi vermediim been :) Tolga Çevikle tanıştım! Biliyorsunuzki Patron Mutlu Son İstiyor filmi vizyona girdi. Film hakkında kısaca bilgi veriyim..
''Sinan (Tolga Çevik) patronu (Ferruh Yenidoğan) tarafından Kapadokya’ya bir komedi filmi senaryosu yazmak üzere gönderilir. Süresi çok azdır ve filmin sonu mutlu bitmek zorundadır! Sinan, mutlu bir hikaye için ilham perisini beklerken, önce kalacağı otelin sahibi İzzet Bey’in kızı Eylül (Ezgi Mola) karşısına çıkar sonra da hayatında en çok nefret ettiği kişi olan eski arkadaşı, ünlü oyuncu Faruk ( Murat Başoğlu )! Kendisini Sinan’ın “makam şoförü” ilan eden Taksici Ersin ( Ersin Korkut ) ve çiftlik sahibi Atçı Arif ( Erkan Can ) bir süre sonra hem Sinan’ın hayatında hem de senaryosunda yerlerini alırlar. Kapadokya’da bir balon gezisi, herkesin hayatını değiştirir, özellikle Sinan ve Eylül’ün! Peri bacalarının etrafında, rengarenk balonların içinde ve büyülü bağbozumu şenliklerinde geçen onca macera herkes için adeta ayrı bir filme dönüşürken, patron İsfendiyar’ın beklediği “mutlu son” bir türlü gelmez! Ama patron mutlu son istemektedir ve Sinan sonu yazmak zorundadır!'' 

OYUNCULAR

TOLGA ÇEVİK
EZGİ MOLA 
MURAT BAŞOĞLU
ERKAN CAN 
ERSİN KORKUT 
MUSTAFA UZUNYILMAZ 
SABA TÜMER 
AYŞENUR YAZICI 
NUSRET ÇETİNEL 
HANDE YÖGEN 
MİNE ÖZSAMSUN 
OĞUZ OKUL 
İCMAL AKTUNA 
ZEKİ OCAK 


YAPIM
Yönetmen
KIVANÇ BARUÖNÜ

Yapımcı
NECATİ AKPINAR 

Senaryo
YILMAZ ERDOĞAN 

Görüntü Yönetmeni
JEAN PAUL SERESİN 

Uygulayıcı Yapımcı
PELİN EKİNCİ KAYA 

Proje Uygulama
Böcek Film

Müzik
JINGLE HOUSE

Sanat Yönetmeni
HAKAN YARKIN 

Kostüm Tasarım
GÜLÜMSER GÜRTUNCA 

Kurgu
ÇAĞRI TÜRKKAN

Ses Tasarım
ERKAN ALTINOK

Ses
LEVENT İNTEPE   

Evett şimdi gelelim asıl konuya;
Patron Mutlu Son İstiyor Oyuncularından Tolga Çevik, Ezgi Mola, Murat Başoğlu ve yönetmenimiz Kıvanç Baruönü şehir şehir geziyorlar çeşitli büyük şehirlerde filmi tanıtıyorlar ve söyleşi yapıyorlar ardındanda film gösterimi yapılıyor, gösterim öncesi bir konuşma yapılıyor ve iyi seyirler dileyip diğer duraklarına geçiyorlar. Bende 4 ocaktaki Ankara Taurus Avm'de ki galasına gittim (hiç kaçarmııı! :) ) 1 hafta öncesinden film biletimi aldım, söyleşiden saatler önce Taurus Avm'ye geldim çeşitli maceralarla en öne sandalyemi çektim ve geldiler! :) Söyleşide soru sordum D:''Ben fan kulübü adına bu soruyu soracağım''  T:''Estağfurullah buyrun'' D:''Komedi Dükkanı Türkiye turnesi ne zaman olacak?(kihkihkihkih) T:''film tanıtımında bu soruyu sormakta ne güzel oldu!'' (Damlaya harika bir kapak yapılır...)
D:''Başka nerde görcemki!'' (kızım Damla sen bu adama hayransın ne çirkefleştin!) T:''Şubatta turne düşünüyoruz'' D:''tamam teşekkürler :)'' ardındaaaan bir kız mikrofonu eline alır ''Tolga abiğğ resim çekinebilirmiyizzz höğğğ'' (o hööğğ ağlama anlamında) T:''ağlamak yok çekinicez karakalem bile yaparız seninle'' vee Damla kalkıp bağırır ''BENDEEE BENDEEEEE!'' Ezgi Mola ordan kahkahayı patlatır :D.
Söyleşi biter bitmez ağlayan kızcağızın koluna girdim ''oyy ağlama kıyamam bak bende yanındayım şimdi resim çekilceez'' dedim ve kendimi kulisin kapısında buldum :) Koruması sadece kız girecek seni alamam dedi bana. Bana dedi bana! koca korumayı nası ittiğimi hatırlamıyorum ama 2 saniye sonra Tolga Çevik'in yanında buldum kendimi. Bi adama fotograf makinamı verdim 2 tane resmimizi çekti. Sonra kızın elindeki film afişini imzalarken dedimki; ''Hayatımda 1 kez daha böyle heycanlanmıştım o da Ankara turnesinde sahneye çıkıp geri...'' T:''İNMİŞTİN! :D olur öyleee :)''  D:''şu an rüyadamıyım ben?'' T:''Ne rüyası! ne güzel eğleniyoruz şurada :)'' koruma beni uzaklaştırmaya çalıştı hadi yeter diyerekten, bende teşekkür ede ede kapıdan tam çıkacakken bir kahkaha duydum baktım Ezgi Mola! koştum yanına onunlada resim çekindim tabi bu sefer resim çekecek birini bulamayınca ben çektim ergenimsi biçimde. 1. fotoğrafa olmuşmu bak dedi Ezgi Mola. Bende olmamış dedim hadi bidaha çek dedi 1 tane daha çektim o da olmadı ama hadi neyse dedim teşekkür ede ede ede dışarı çıktım. Halen inanamıyorum bunlara! heyecandan Murat Başoğlu'nu Kıvanç Baruönü'yü gördüm ama selam bile vermedim :D. Ardından Sinema salonuna geçtik film gösteriminden önce salona gelip konuşma yaptılar yanlarında durdum videolarını çektim ve bi koku vardıki anlatılmaz! Ezgi Mola'nın parfümüymüş valla neredeyse sarılcaktım kadına :D. D:''Ezgi abla şu parfümün markası ne çok iyiii'' E:''öylemiiii :) söylemem :)''... sonra gidiverdiler filmi izledik babişkomla ve eve geldik. Aradan 1 hafta geçti ben halen bu yaşadıklarımın gerçek olduğuna inanamıyorum... :) Çok konuştum ve sen bunu buraya kadar okuduysan inşallah hayran olduğun kişiyle fotoğrafların en güzelini çektirirsin tıpkı aşağıdaki gibi :)


Ezgi Molayla olan fotoğrafa bakmasanızda olur çünkü iğrenç çıkmışım ama ekliyim bari :) resmi küçük koyunca ayrıntıları görülmez ümidiyle...
                                                                                   
                                                 
Bu arada bi sonraki yazımıda okursanız sevinirim. Patronla ilgili bilgi var ama bilmeyen kalmamıştır. Olsun.


14 Eylül 2013 Cumartesi

Komedi Dükkanı Kepenk Açıyor!

evet sayın seyircileeer! yeni bir haberle karşınızdayım! :) KOMEDİ DÜKKANI YENİDEN AÇILIYOR(MUŞ). daha kesin bir bilgi yok ama dün posta gazetesinde çıkan habere göre Komedi Dükkanı Show Tv de yeniden açılıyor. Show Tv bkmyi ele geçirdi. Güldür Güldür ve Komedi Dükkanı Showun elinde artık. Dün bu haberi gördüm ve Komedi Dükkanı'nın kameramanı Volkana hemen mesaj attım.
Umarım hayırlısı olur .
Detaylara buradan ulaşabilirsiniz.